Gelecekteki Anneme;
Senin için kolay
olmayacak,biliyorum.Hiç kolay olmayacak!
Yavaş yavaş unutacağım
çünkü!
Unutabilmek için yıllar
boyu dua ettiğim,iltihaplı bir yaraya dönüşmüş anılarımı unutsam sadece, ne
iyi! Hatta acılarımı,kırılmış hayallerimi,hayata dair bütün ıvır zıvırı,yaşanıp
geçmiş ve atık olmaktan başka değeri kalmamış olayları unutsam,benim adıma
belki sevinirsin!
Ama hayır! Sevdiklerim
ve sevinçlerim de birer birer terk edecek beni!
Seni unutmadığım sürece
pek aldırmayacaksın belki ama sıra ya sana da gelirse! Tabii adım gibi
eminim,ilk başta konduramayacaksın.
Basit bir
dalgınlık,ilerlemiş yaşa bağlı unutkanlık gibi görünecek sana!
‘’Zihni o kadar dolu
bir insandı ki,sonunda yoruldu,iflas etti işte’’ diye düşüneceksin.
Sonra bir gün…Apaçık
biçimde…
Unuttuğumu da unuttuğum
gerçeğiyle yüzleşeceksin!
Anlayacaksın ki,artık
ben yokum, o yüzden sen de yoksun, aşkımız yok. Sadece yüzer gezer anı
parçacıkları ve bölük pörçük imgeler kalacak geriye. O gün, sakin olman zor,
biliyorum! O gün, ne kadar buna hazırlandığını sanmış olsan da ,canın çok
sıkılacak! Haksız da olmayacaksın!
Öyle ya…
Aramızdaki o dile dökülmemiş fakat çok güçlü anlaşma;
tutku solup gitse bile birbirimize olan bağımsız hiç bozulmayacak diye hani…
Hep birbirimizi
gözeteceğiz,birbirimizi kollayacağız anlaşmasını yani, tek taraflı ve sana
sormadan bozmuşum gibi gelecek! Kırılacaksın!
Hep yaşlanmamı hesaba
katmıştın.
Ama küçük bir çocuğa,
hatta bir bebeğe döneşeceğimi nasıl kestirebilirdin ki! Ne yazık ki, elimden
bir şey gelmeyecek! Belki seni şaşkınlıkla izleyeceğim.
Belki üzüntünü
gözlemleyip bambaşka şeylere yoracağım. Belki hiç anlamayacağım.
İşte o gün gelirse
eğer…
Sen sevgilim…
Seni annem bilirsem…
‘’Anne’’ dersem, bir
gün birdenbire. Ve bunu tekrar etmeye başlarsam…
Bil ki, artık annemsin.
Bana hayatımı
hatırlatmaya kalkma ne olur! Ve de seni nasıl koruyup
kolladığımı,süprizlerimi,buluştuğumuz ilk yeri,komik hatıralarımızı,sahil
yürüyüşlerimizi ve alışverişlerimizi…
Somurtmanı istemem! Tamam! Biraz
gülebilirsin,çokca gülümsemelisin hatta…
Düşün…
Birkaç aylık bir bebek
de annesinin ‘’kim’’ olduğunu bilmez ama nasıl tutkuyla ve güvenle tanır
onu,değil mi?
Bu saçları
dökülmüş,teni pörsümüş bebek de öyle hissedip tanıyacak,öyle sarılacak
annesine!
Keşke benim gibi yaşlı
bir bebeği ‘’çocuk esirgeme kurumu’’na verebilsen.Ama bu da mümkün değil.
Sevgilim,zor ama dişini
sıkıp onu bağrına basmanı isterim.
Nasılsa uzun
sürmeyecek!
Bebekler büyür.
‘’Koca bebekler’’ ölür.
Eminim, vardır böyle
olmasının bir nedeni.
Hoşçakal.
BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder