Şimdi bu sayfada bahsedeceğim şey ne mi? Adını koyamıyorum. Nereden girsem diye düşünüyorum.
İnsanların ‘’bu benim’’ diyerek yaptığı ve bir türlü göremediği hatalarından
kaynaklanan kayıplarından mı? , ‘’Sen bilirsin’’ deyip kolayca rest çekerek
yalnızlaştığını ve yalnızlaştırdıklarından mı?
Belki birkaç satırdan sonra yazmaktan vazgeçer
yazımı kısa keserim. Eksik kalan, bahsetmeyi unuttuğum şeyler de olacaktır. Ben
tekrar bir düzeltme yaparak hatırladıklarımı ekleyeceğim ve bir süre sonra
bundan vazgeçeceğim. Aklım ‘’Neyi ve kimi değiştirebilirsin ki?’’ yi çat önüme
koyacak çünkü… Kırık bir tebessümle ona gülecek hayatıma devam edeceğim sonra…
‘’İstemek’’
diyelim; ‘’Bir kadın neyi isterse başarabilir sorusuna en emin olduğun cevabın ne
olurdu?’’ diye sorsalar ‘’Hangi işi başarabilir yada başaramaz bilemem ama bir
adamı istiyorsa mutlaka onu elde eder’’ şeklinde cevap verirdim. Bir kadın bir
şeyi istemezse istemez. (nokta) Bir adam istenmediğini anlamazsa kadında
süründürür. Anlasın diye. Oyalar, oynar yani …
Her konuda
bir şeyin sağlıklı oluşabilmesi için, net cümleler, net kararlar almak sonuç
açısından daha sağlıklı olacaktır. ‘’Olacak’’ / ‘’Olmayacak’’ , ‘’Başlasın
Görelim’’ / ‘’Başlamasın Görmeyelim’’ , ‘’Gidelim’’ / ‘’ Gitmeyelim’’ ,
‘’Konuşalım / Konuşmayalım’’ …. Şeklinde. Yani işin; ‘’Bakalım’’,’’Düşünelim’’,
‘’Yarın Bir Daha Konuşalım’’ tarafı olmamalı. Bir kadının ne istediğini çözmek
en zor iştir. Bence tek nedeni de, kafasındaki akışlara göre çok kolay ve
acımasızca kararlarını değiştirebilmesi ve size karşı hiçbir sorumluluk
hissetmemesidir.
Hiçbir
ilişki kesin bir şekilde ‘’soru – cevaplarla’’ şekillenir diyemem. Yaşarken
beraberken her şey çözülür, görülür, anlaşılır görüşündeyim. İlişkiyi
kesinlikle her iki tarafta aynı istek ve arzuyla istemelidir. Hiçbir şekilde
kaçan kovalanırı, iki insanın üzerinde baskı kurmasını, fikirlerini
dayatmalarla kabul ettirmek istemesini tasvip etmiyorum. Ayrıca hayatın içinde
yaşamamızı güzel ve nizami kılan ve birbirimize karşı saygı-sevgiyi
kazanmamamızı sağlayan ve kolaylaştıran bazı olmazsa olmazlar vardır. İşte bu
ince detayı her iki tarafta hesap verme şeklinde yada beni denetliyor,sıkıyor
şeklinde algılamamalıdır. İlişkinin temeli ‘’sorumluluk’’, ‘’saygı’’ ve
‘’sahiplenme’’dir. Bu başlangıcında da böyledir,tanıma aşımasında da, ortasında
da… Aramak-sormak bir mutluluktur benim için… Sesini duymak, ne yaptığını
bilmek … Güzel… Durumunun iyi olduğunu öğrenmek istemek karşı tarafı da mutlu
etmelidir bu ilgiden dolayı. Bu değer vermeden dolayı… her saniye elbette
konuşmaktan, her atılan adımdan haberdar olmaktan bahsetmiyorum. Yada
müdahelelerden… Bu girilen hal ilişkinin en etik halidir (Olması gereken)
Olması gereken ne demektir benim için? Bir bayramda büyüklerin elini öpmektir.
Evi olan birinin gün sonu evine dönmesidir. Yuva kurmaktır. O yuvadaki her gün aynısını
yaşadığınız durumlardır mesela. Anlayacağınız ‘’doğal’’ şeylerdir. Tabii ki ben
ilgilendiğim, bir ilişki paylaştığım yada paylaşmak istediğim kişiden ‘’alaka’’
bekleyeceğim. Bir ‘’iletişim’’ bekleyeceğim. Bana ‘’zaman’’ ayırmasını
bekleyeceğim ve bana ait olan her şeye ilgi duymasını, saygı ve sevgi
göstermesini bekleyeceğim. Aynı şekilde bende ona aynısını yapacağım tabii… Elbette
herkesin sahip olduğu bir duruşu ve de karakteri vardır. Ancak ilişkiyi canlı
tutmak ve karşısındaki insanı mutlu etmek, kaybetmemek adına her konuda orta yolu (ortak bir
sonuç-karara varmak) bulmaya açık olması benim için ‘’Beni İstiyor’’ anlamına
gelir ve bu beni memnun eder. İlişki paylaşmayı istediğim insandan gelen aksi
bir tutum, yani; ‘’Sen bilirsin’’,’’Ben böyleyim’’,’’Ama bak hala kendini haklı
çıkarmak için konuşuyorsun’’ gibi hitaplara maruz kalmak karşılaşmayı en son
isteyeceğim durumlardan bir tanesidir. Ve sonucunda o kişinin beni kaybetmekden
korkmadığını yüzüme aleni bir şekilde haykırdığını görmüş olurum.
Ortak bir kararın sonucunda alınan bir ayrılık
kararı da beni memnun eder. Açık olunulması ve zamanında, süründürmeden bu
sonucun paylaşılması iyi bir şeydir benim için… Karşımdaki insanın her şey bir
yana bana saygısı oluştuğunun farkına varmış olurum. Ama yüz yüze yapılan bir
konuşmadan çıkan ‘’ayrılık’’ kararı hep ‘’Madem böyle düşünüyordun neden böyle
yaptın?’’ (davrandın) şeklinde öyle çok şey getirir ki dilimin ucuna. Vazgeçerim
çünkü cevaplar her zaman kıvrak ve mantıksız olmuştur.
Bir kadının
kararsızlığı, kafa doluluğu ve benimle her şeyi konuşmaması (açık olmaması) bir
çok defa ilişkiyi çok başında bitirmeme neden olmuştur.
Bir
ilişkinin gidişatını kontrol etmek, her şeyi irdelemek de ilişkinin geleceği için pek
hayırlı olmaz, yani ‘’Bu gün çıktık ama pek konuşmadık aramızda iletişim yok’’
yada ‘’Bu gün birkaç konuda hararetli konuştuk bu yüzden keyif almadım’’ gibi…
Benim için ‘’günlük konulardan konuşmak’’, ‘’yürüyüş yapmak’’,’’yanımdaki
insana sarılarak bir mekanda paylaşımda bulunmak da’’ beni memnun eder çünkü
istediğim tek şey onun benim yanımda olmasıdır. Ve yanımdayken ne yaparsak
yapalım sessizliğini bile tanımak için hevesli olurum. Koşullar ne olursa
olsun.
Hoşlanan ve
bir ilişki istemi içersinde olan bir adama ‘’Dur bir arkadaş olalım’’
diyemezsiniz. Ben birinden hoşlanıyorsam asla onunla arkadaş olmam, olamam,
duygularıma ters düşerim, arkadaş da kalmam, kalamam. Gözümdeki yeri farklıdır
ve hislerim o yöndedir çünkü… Hiçbir ilişki ‘’Dur bakalım aşka dönüşecek mi?’’
diyerek de başlayamaz. Zaten insanlar flört etme kararı aldıkları anda sadece
birbirinden hoşlanıyor veya kendini onunlayken iyi hissediyor halinde olurlar.
Daha sonra o flörtün akibeti belli olacaktır. Ya daha da köklenir, güzelleşir,
büyür yada büyümeden biter. Çiftlerin birbirini tanıması flörtün içindeyken
gerçekleşir. Daha öncesinde ‘’Dur bir tanıyayım da sonra flört ederim’’
diyemezsin. Uzun yıllar çıkıp sonra evlenen fakat bir sene bile evli kalamayan
insanlar var. Kişi ancak flört kararını kişinin yüzeysel özelliklerine göre
verebilir. Hitabı, zevkleri, dış görünümü, tercihleri v.b … Sonra zamanla
tanıma evresi başlar.
İşte yine
‘’İstemek’’ ve ‘’Kapılarını açmak’’ duyusuna çıktı düşüncelerim. Bunu yapmak
istiyorsa bir kadın, hayatına girersiniz. Yarım açık bir kapıdan yada kitli bir
kapıdan giremezsiniz.
Hiçbir
kadının jestini geri çevirmedim. Yeri geldi, pek bana göre olmasa da hissettirmedim.
Üzmemek adına mutlu olmasını sağladım. Ama ileride ki süreçte dolaylı yoldan
aslında o tür şeylerden hoşlanmadığımı anlamasını sağladım. Zaten o beni
tanıdıkça da kendi öğrenecekti o tür şeyleri…
Fakat çok kısa bir süre önce jestime karşılık bana kendimi kötü
hissettirecek bir durumda bırakıldım. (6.05.2017)
İstemek…
sevmek istemek, çok mutlu olmayı istemek, yalnızlığın bir hastalık olduğunun
bilincine varmak, çiğ tavuk yedirir aslında insana.
Gerçek
adamlara karşı, mutlu olamamış ve olmak isteyen kadınların hemen hemen hepsi
kendi elleriyle her şeyi bitirdiklerinin ve yok ettiklerinin farkına varırlarsa,
mutlu olmayı hak eden güzel kalpli adamlarda istedikleri ve hayal ettiklerine
kavuşacaklardır. Yeter ki
yanlışlar doğru sanılmasın. Egonuz can yakmasın, üzmesin … Sağlıksız kararlar
yüzünden inanın çok güzel olabilecek beraberlikler pisi pisine harcanıp
gidiyor. Lütfen yazık etmeyin, harcamayın. Tanımaya çalıştığım kadınların hepsi ''aşık olmaktan'' korkuyorlardı. Ya bir kısmı içine kapanıyor, ya inceldiği yerden kopsun diyorlar, ya feminist oluyor ya da cinsel tercihlerini bile değiştirebilecek duruma geliyorlardı. Gözlemlerim böyle. İnançlarını yitirmişler yada beklentileri çok yüksek. Bundan dolayı kaybediyorlar. Bir kız arkadaşım şöyle demişti; ''Başkalarının yanlışları yüzünden güzel şeyleri hak edenler de kaybediyor'' Doğru söylemişti. Ama gördüm ki kendisi de güzeli hak edene gerektiği ve söylediği gibi davranmamıştı. Sadece doğruları bilmek yeterli değildir, doğruları hayata geçirebilmektir önemli olan. Doğruları duruma göre şekillendiriyorsanız, doğruları biliyor olmanızın hayatınız boyunca size ve karşınızdakine hayal kırıklığından başka bir faydası olmayacaktır. Yalan ise tam bir çıkmazdır. Yalan ile dünyada kaç kişi başarıya, mutluluğa ulaşmıştır? Sonunda mutlaka çuvallanılır ve gerçek ortaya çıkar. Ama ilginçtir ki, bunu bilmelerine rağmen yalandan vazgeçemeyen insan öyle çoktur ki. Onlar sadece kendilerine göre anı kurtarma peşindelerdir. Yalan müptelası olmayı da psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul etmek lazım herhalde. Bir kadının kararsızlığı sonucu, flörtüne başlama aşamasında iki adam arasında kalıp hangisinin kendisine daha uygun olabileceğini anlama açısından ikisini de bir müddet idare etmeye çalışmasıysa benim gözümde ''vicdansızlık''tır. Etik değildir. Bu tür yolları deneyenler kendilerini kandırmaktan başka bir şey yapmazlar. Asla muhatap olunulan insan hafife alınmamalı, tam tersine sizden çok daha fazla uyanık yada akıllı, adı her neyse ... varsayılarak ona göre titiz davranılmalıdır.
Duygusal ilişkilerimde bütün samimiyetimle söylüyorum. Özverim ve sabrım hat safhadadır. Bu konuda hakkımı hiç kimseye yedirtmem. Benim ilişkilerimden beklediğim inanın çok nettir: ‘’Mutlu Olmak’’ ‘’Mutlu Etmek’’
Hiçbir
kadını onurunu kırarak ortada bırakmadım bu güne kadar. Hiçbir zaman şıp sevdi
de olmadım. Zaten başladığım ilişkiler uzun solukludur. Ancak karşımdaki
insandan iyi hisler algıladığımda onu kazanma heveslisi olduğum doğrudur.
Bu günümde
bir ilişkide tartışmaları kaldıracak mecalim inanın yok. Yorgunum, enerjim yok.
Kendimi karşımdaki insana kabul ettirmek için hiç bir savaşım yok. İsteyen
dediğim gibi gelir ve oldurur. İlişkimde ego’ya asla yer yok. Hayatımda da
ego’ya tahammülüm yoktur zaten. "Neden böyle yapıyor" sorularıyla meşgul olabileceğini zamanım yok.
Çok dingin ve uyumlu bir beraberlik özlemiyle yazımı burada sonlandırmak istiyorum. Ruh değil düş eşimin bana ulaşması umuduyla…
Çok dingin ve uyumlu bir beraberlik özlemiyle yazımı burada sonlandırmak istiyorum. Ruh değil düş eşimin bana ulaşması umuduyla…
BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:
https://www.youtube.com/results?search_query=burak+k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1tuna
http://www.dailymotion.com/tr/relevance/search/burak+k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1tuna/1
http://www.songaz.com/videosearch.asp?search=burak%20k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1tuna