Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Ağustos 2018 Perşembe

TOLTEK - 1


·        



   - Başkaları tarafından kabul görmeye ve sevilmeye her birimizin ihtiyacı var ama öncelikle kendimizi kabul etmeyi ve sevmeyi bilmiyoruz. Kendimize duyduğumuz öz sevgi ne kadar çoksa, öz zarar da o kadar az olur. Öz zarar, öz reddedişten kaynaklanır. Öz redediş ise, mükemmellik imajına sahip olup, asla bu ideale, bu mükemmelliğe erişememekten kaynaklanır. Kendimizi redetmenin nedeni mükemmellik imajına sahip olmamamızdır. Bu nedenle, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyiz; ve bu nedenle de başkalarını olduğu gibi kabul etmeyiz.
    Başkalarını olduğu gibi kabul etmeniz onların yanında kalacağınız anlamına gelmez. Mesafenizi o kişi yada kişilerle geçinip geçinemeyeceğinize yada anlaşıp anlaşamayacağınıza göre siz ayarlarsınız)
   - Her şeyi söz aracılığı ile gerçek kılarsınız. Hangi dili konuşursanız konuşun, niyetiniz söz aracılığıyla şekil bulur. Rüyalarınız, hissettikleriniz ve gerçekten kim olduğunuz söz ile ifade bulur. Söz, sadece bir ses yada yazı sembolü değildir. Söz, bir güçtür; kendinizi ifade etme ve iletişim kurma gücüdür. Bu ilişkiden emin olmayanlar, iletişim kurmaktan çekinirler, kafalarında bir sürü olası yaratırlar. Sözle düşünürsünüz. Düşünmekte kullandığınız sözlerle yaşamınızdaki olayları yaratırsınız. Siz konuşabiliyorsunuz. Dünyada başka hangi canlı konuşabiliyor ? Hangi canlı insan gibi düşünebiliyor ? Söz, insan olarak sahip olduğunuz en güçlü araçtır. Ama iki yanı keskin bir kılıç gibi, sözünüz en güzel rüyayı da yaratabilir, etrafınızdaki her şeyi de yok edebilir. Kılıcın bir yanı sözün kötüye kullanımıdır. Bu kullanım cehennemi yaratır. Diğer yanı ise sözün mükemmel kullanımıdır. Bu da güzellik, sevgi ve dünyadaki cenneti yaratır. Nasıl kullanıldığına bağlı olarak söz sizi özgürleştirebilir yada sizi bildiğiniz tutsaklığınızın çok ötesinde esareti altına alabilir.
   - Size aptal olduğunuzu söylediğimde, görünüşte bu sözü size karşı kullanmış olduğum izlenimi verir. Oysa gerçekte bu sözü kendime karşı kullanmış olurum. Çünkü size aptal dediğimde, bana kızarsınız. Sizin bana kızmanız ve bunun sonucunda da bir şekilde aksiyon almanız benim için iyi değildir. Bu nedenle, ben kızgınlık duyup, kullandığım sözle size duygusal zehir akıttığımda, bu sözü kendime karşı kullanmış olurum. Ya dolaylı yoldan cümlelerinizde mesaj bulundurarak karşı tarafa kendinizi uygun bir şekilde ifade etmelisinizdir. Yada bir şey söylemeden iletişiminizi kesme yoluna da gidebilirsiniz.
   - Karşımızdaki kişiye yalan söylüyoruz daha da önemlisi kendimizle olan iletişimimizde de yalan söylüyoruz. Kendimizi kandırmaya çalışıyoruz.
   - Mutsuzluk arkadaş arar. Mutsuzluk saçan sözlülerden uzak durmak sizin bakış açılarınızı ve düşüncelerinizi maximumda size ait kalmasını sağlar.
   - Şimdi düşünün haklı çıkmak adına, başkalarının sizin bakış açınızı desteklemesini sağlamak adına kaç kez sevdiklerinizle ilgili dedikodu yaptığınızı bir düşünün. Kaç kez kendi düşüncenizin doğru olduğunu kanıtlamak uğruna sevdiğiniz biri hakkında zehir saçarak başka insanların dikkatlerine çarptınız. Yada sırf irtiba görebilmek ve karşınızdakini karalamak adına başkasıyla girdiğiniz sohbetlerde kaç kere yalan söylediniz. Sizin fikirleriniz sizin bakış açınızdan başka bir şey değil. İlle de doğru olması gerekmiyor. Gerçekler ve doğrular tartışmaya ve yoruma gerek kalmadan çoğunluk tarafından kabul görenlerdir. Fikirleriniz inançlarınızdan, egonuzdan ve bireysel rüyanızdan kaynaklanıyor. Zehri yaratıyoruz ve başkalarına yayıyoruz çünkü kendi bakış açımızın doğru olduğunu hissetmek istiyoruz. Tasdik görmediği taktirde psikolojik olarak çok zorlanan, yaşamını ve başka yaşamları kabusa çeviren insanlar da mevcut.
   - Sözlerinize gösterdiğiniz dikkat ve seçimlilik size bir şey daha kazandıracaktır: Bağışıklık. Başkalarının negatif telkinlerine karşı bağışıklık kazanacak ve size söylenen olumsuz sözlerden etkilenmez hale geleceksiniz. Olumsuz fikirleri kabul etmek ancak olumsuz fikirlerin verimli olduğu bir zihinde gerçekleşebilir. Kendinizi ne kadar sevdiğiniz ve kendinizle ilgili ne hissettiğiniz, sözünüzün kalitesi, onurluluğu ve size çizdiği duruş ile doğru orantılıdır.
   - Etrafınızda olan biteni kişisel algılamayın. Sizi caddede gördüğümde, sizi tanımadığım halde ‘’Hey, sen tam bir aptalsın’’ dersem bu sizinle değil benimle ilgilidir. Eğer bunu kişisel algılarsanız, aptal olduğunuza bile inanabilirsiniz. Belki de şöyle düşünürsünüz: ‘’O aptal olduğumu nasıl biliyor? İçimi mi görüyor, yoksa herkes ne kadar aptal olduğumu görebiliyor mu? Kişisel algılamak, ancak söylenen şeye yada yapılan şeye katılmak (dahil olmak) ile mümkündür. Söylenen şeyle anlaşma yaptığınız anda (yani onu kabul ettiğiniz anda) zehir zihninize yayılır. Sizin bu tuzağa düşmenizin nedeni ‘’Bireysel Önemlilik’’ denilen şeydir.
   - Sizin benimle ilgili düşündüklerinizin, benim için bir önemi yoktur. Sizin düşüncelerinizi ben kişisel algılamam. İnsanlar, bana ‘’Miguel sen iyi bir insansın’’ dediklerinde de kişisel algılamam, ‘’Miguel sen kötü bir insansın’’ dediklerinde de kişisel algılamam. Siz mutluyken veya sizin menfaatlerinize uygun davranışlar sergilemişken bana ‘’Miguel, sen bir meleksin’’ diyeceğinizi bilirim. Ama bana kızgın veya size göre sizin tarafınızdan olmadığımda da ‘’Oh Miguel, sen şeytanın tekisin! Çok kötüsün. Bu tür şeyleri nasıl söyleyebilirsin?’’ dersiniz. Her iki halde de söyledikleriniz beni etkilemez. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Ne kadar iyi olabileceğimi, ne kadar kötü olabileceğimi biliyorum. Kendimin farkındayım ve kendimi tanıyorum. Kabul görmek, onaylanmak gibi bir ihtiyacım yok. Birisinin bana kim ve ne olduğumu söylemesine ihtiyaç duymuyorum. Hayır, hiçbir şeyi kişisel algılamıyorum. Sizin bakış açınız, sizin dünyanızı yansıtır. Siz kendinizle uğraşırsınız, benimle değil. İnanç sisteminiz doğrultusunda oluşturduğunuz fikirleriniz, daima kendinizle ilgilidir, benimle değil. Bana ‘’Miguel, söylediklerin beni incitiyor’’ da diyebilirsiniz. Ama sizi inciten benim söylediklerim değildir. Söylediklerim sizin yaralarınıza dokunduğu için canınız yanar ve incinirsiniz. Sizi inciten sizsiniz.


DON MİGUEL RUİZ





BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:



https://www.youtube.com/channel/UCJ00MRQcw097mj7VBdalwhw

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder