Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Ocak 2018 Salı

ARİF V 216





‘’Cem Yılmaz’’ Ülkemizin bence 1998’den beri en iyi komedi sanatçısı. İyi bir entertainer. Mizahı ‘’bulma’’ ve ‘’işleme’’ tarzı çok başarılı. İlk filmi ‘’Her Şey Çok Güzel Olacak’’ı izlediğimde ileride sinemada da başarılı olacağını anlamıştım. O ilk filmi mizahı bir yana anlamlıydı da, duygusaldı. Zaten onun filmleri hep mesaj barındırır oluyor. Sırf ağzın yırtılana kadar gülmek değil amaç sadece. Stand-up’larında da bu böyledir anlayana.

Arif V 216

Filmin başlangıcında akışın nereye varacağı, ne anlatılmak istenileceği belli olmuyor. Esas konu çok sonradan gelişiyor. Matruşka gibi açılıyor. Benim ve biliyorum ki günümüzden keyif almayan, geçmişe özlem duyanların da ilgilendiği filmin nostaljiyi çok güzel kalplerimize işliyor olmasıydı. Ve Cem, şimdiki nesile teknolojiyle beş kuşak önce neler olduğunu imrendirerek gösterdi. Çok şey kaybettiniz ergen arkadaşlar. Bizler düşüncelerin ve oyuncakların organikleriyle beslendik. Belki cebimizde cep telefonu yoktu ama biz sokak telefonunun jeton yuttuğunu gördük. Zaten bizim cep telefonuna ihtiyacımız yoktu. Size bunu teknoloji ihtiyaç duyurdu. Karşınıza çıkardı. Biz gerçekten iki kuruşa ve bayram mendiline çok tatmin olmuştuk. Ama siz her şeyin kolayına kaçmaya, çabuk ulaşıp çabuk tüketmeye, birbirinizle maddesel yarışlara girip sosyalleştiğinizi sanmaya, her şeyi bildiğini zannetmeye mecbur kaldığınız bir dünyada var olmak zorundasınız. Bunu ancak mütevazilik kazanarak ve kendinizi iyi yetiştirip iyi bilinçlenerek bir nebze telafi edebilirsiniz.

Filmde ‘’sefer tası’’, ‘’dolmuş’’ , ‘’yoğurtçu’’ , ‘’sütçü’’ , ‘’sokak fotografçısı’’ , ‘’ahşap iki katlı evler’’ , ‘’geniş paçalı pantolonlar, boğazlı dar kazaklar’’ , ‘’kibar insanlar’’ , ‘’iki pervaneli tayyareler’’ ‘’pikap’’ ‘’radyo’’ v.b gördüm gözlerim nemlendi.

Filmi izleyenler fark etmiştir; Cem o döneme gittiğinde oranın ortamını çok yadırgamış, insanlarıyla anlaşamamıştı. Onlarla dalga falan geçmişti. Çok çok güzel bir karşılaştırma olmuş. Günümüzün insanıyla o dönemin insanlarının ne kadar farklı olduğunu gözümüze soktu. O dönemin kapkaçsının bile insaflı ve özünde ne kadar saf olduğunu bize inceden inceden işledi. Bir ‘’Özür Dileme’’nin, bir ‘’Günaydın’’ demenin büyüklüğünü gördük. ‘’Özlemişim’’.

Sonra Cem, o dönemin kalabalık ailelerinin birine misafir olmuştu. Münir Özkul, Adile Naşit filmleri geldi aklıma. Sımsıcak. İki katlı ahşap bir ev, sobalı, güğümde ısınan sıcak su… Sabah kahvaltısına ailenin, şarkılar söyleyerek, danslar ederek uyanışı… Cem’in ise onlara yan yan garipseyerek bakışı… Aklıma geldikçe içten içe hala gülüyorum. Kahvaltıda masa dikkatinizi çekti mi? Çukur tabakta bütün çarleston biberler, yine bir tabakta beyaz peynir, diğer tabakta domates, küçük bir kapta zeytin. Şatafat yok ama huzur var yani. He bir de ince bel damalı altlığı ile çay bardağı. Eski bir teneke çaydanlık.

Geleceğe gittiğinde de her şeyin yapaylaştığına, yok olduğuna şahit olduk. Cem’e o dönemde biri omuz atıyordu, o da dönüp ‘’Önüne baksana……’’ diyerek saydırdı. Sonra yanındakine dönüp ‘’Bizim zamanda da vardı böyleleri’’ dedi. Toplumsal mesajlar filmde çok yerindeydi.

Müzikler film ile çok güzel pekişmiş. Zeki Müren (Çağlar Çorumlu) muhteşemdi. Üstadın duruşuna zarar vermeden (kırmadan) onu çok çok güzel oynamış. Bir tür saygı duruşu göstermiş, anmış.

Mekanlar, kostümler, reklendirme muhteşem. Zaten Cem filmlerinde bu konulara çok titiz yaklaşıyor. Teknoloji ise ‘’Hollywood’’ sineması ile aynı düzeyde, aynı kalitede kullanılmış. Çok güzel altından kalkmışlar. Sadece Ozan Güven’in kostümünü daha gerçekçi (bir robot görünümüne daha yakın) yapabilirlerdi diye düşünüyorum.

Filmdeki en büyük mesaj ise 216’nın (Ozan Güven) ‘’Ben İnsan Olmak İstiyorum’’ lafına karşılık ‘’İnsan olunacak bir şey yok’’ göndermesiydi. İnsanları gördükçe yaşadığı hayal kırıklıkları bence filmin büyük mesajıydı. Onun yerinin dünya olmadığı söylenmeye çalışılıyordu. (Onun gibi saf ve kırılgan birinin…)

Filmle ilgili yazacağım eksik kalan çok şey vardır illa ki, ilk aklıma gelen bunlar.

Cem şöyle demişti; ‘’ ‘Pek Yakında’ filminin afişine bakıp, henüz vizyona girmedi, girince izlerim diye seyretmeyenler oldu ‘’

Çok güldüm. Endişelenme bence hak ettiği yerde olacaktır ;)








www.burakkirmizituna.com 
























BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder