Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ekim 2013 Perşembe

GENEL

 
 

Fitness'dan döndüm,ılık bir duş.(16.30) Elime kahvemi aldım.salonun cam duvarından denize doğru daldım.yağmur eski filmlerdeki çizikler gibi manzaramın görüş alanını bozuyordu.solumda paşa (kedim) sağımda çaça (köpeğim) üzerimde antika bir battaniye.sağlam bir imparatorluk kurmuştum üçlü koltuğumda.hesap kitaba daldım.ölçme,biçme,tartma...son altı-yedi ayın.
Yine gelecekle ve hepimizle alakalı bir doğan güneş silületi göremedim o yağmurlu manzarada.
Veya bir çift mavi göz.çok derin daldım olduramadım.galiba uzun bir zamanda olmayacak.her şey öyle kolay ve aleni oluyorki; bir tren geçiyor önümüzden sanki. Ama dünyadaki tüm cahillerin ve emellerine ulaşmak isteyen çıkarcıların bir tek yol izlediklerinin bilincindeyim;
''çoğunluğu oluşturan insanların en hassas değer yargılarının tarafındanmış gibi davranmak yada  o değerlerinizi yok sayan birileri var bakın ben gösteriyorum imajı yaratmak'' durumu.
Zekice gözüken bu taktiğe kendini yetiştirmiş toplumların oluşturduğu yerlerde kimse aldanmaz.iyi ve kötüyü,doğru ve yanlışı anlama yetisi çok yüksektir.yargılama çekimserliği yoktur;gerekliliği ve baskısı vardır.yani '' bir kedinin önüne mama serperek onu dükkanına çekip lahmacun yapacak bir iş yeri sahibi '' örneği gösterilemez.çünkü öyle bir kedi yoktur.öyle bir iş yeri sahibi de yoktur.bilinçli bir toplum bunun olmasına da izin vermez zaten.
Kedi olanlar ve taraf tutmayı sevenler,sonunda daha büyük ve iyi şeyler olacağına inanmak isteyerek sadece anlık karlar uğruna bir şeyin peşinden gidip aslında kötü bir şekilde sömürülüp kendisinden faydanıldığını çok geç anlamaktadırlar.ve diğer kedilerin de kaderlerini değiştirmek,hayatlarını mahfetmek ve de o kişinin bunu her zaman yapmasına zemin hazırlamaktadırlar.
Yeni yıl bize temiz bir sayfa getirecek.dilerim o sayfaya herkesin yazacağı güzel şeyleri olur.

*
Müzik dünyası açık alanda kurulu büyük bir iş yeridir kurumsal bir yerde çalışırken can sıkıcı nelerle karşılaşıyorsanız o sektörde de karşılaşırsınız.kıskançlık,rekabet,dedikodu,ego,sahte yüzler,sahte yakınlıklar,soğuk uzaklıklar falan...inanın kimse birbirinden farklı bir şey görmüyor.temel malzemesi ve işçiliği duygulara dayalı bir üretimi bu tür insanların da yapabiliyor,başarabiliyor olması da çok ilginç gelmiştir bana.
Albümümü,şarkılarımı,cover'larımı seviyorum,benimsiyorum,parçam yapıyorum...bana ait her şeyin benim onayımdan geçmesi yeterlidir.karşımdakilerin takdir edip etmemesi kendi bilecekleri iş ve kendilerine ait kısımdır.Ufak tefek konser,kutlama ve arkadaş düğünleriyle geçiveren bir yaz yaşadım.esasında fazla dinlendim.Şimdi kafamda albümle ve sosyal sorumluluk projesiyle ilgili yeni hedefler var.onları hayata geçirebilmem için gerekli olacak güzel insanları bulmam lazım.geçen ay (eylül) ticaret hayatına da atılmış bulundum.pazartesi açılışı (07.10.2013) yapılacak olan bir fast food dükkanını (1975 fast food store) kadıköy'e kazandırdık.sadece sanatından para kazanarak geçinen kaç kişidir acaba? kazandığı parayı iyi kullanamayanları ve geleceğe yatırım yapmayanların da nereye parayı akıttıklarını merak etmiyor değilim :)) Allaha o muhteşem gücü ve adaletiyle hayallerimi gerçekleştirirken yanımda olduğu için minnettarım.
*
 
Aşk'a gelince...''Kadınlar ne ister?'' (klişeler değil,gerçekten...) bu kadar kısa özetleyebilirim.
 
*
 
Müzik eşliğinde yürümekten koşmaktan ve ağırlık çalışmaktan başka hiç bir spor faaliyetim bulunmamakta.19'lu yaşlarımda amatör kümede bir sene basketbol oynamıştım.onun dışında altı-yedi ay içinde süre gelmiş herhangi bir spor olayı ile ilgili bir yorumum yok.
 
*
 
Ben dar düşünen biri değilimdir.hayatımda her şey yolundaysa başka hayatları da düşünürüm.
önümde bir şey olmuyorsa daha gerisinde ne oluyor merak ederim.bazı şeyler direkt olmasa da dolaylı yoldan bizi ilgilendirir.kimsenin sahiplenmediği,kendini sıyırdığı,görmezden geldiği, ''biz çok uzaktayız,bize gelene kadar....bize bir şey olmaz'' şeklinde telkinlerde ve komik yorumlarda bulunduğu bir konu var: ''Buzulların erimesi ve yeşillik alanların yok olması'' bunun yanında; bazı hayvanların soylarının tükenmesi,bazı gıdaların artık organiklerinin yetiştirilememesi gibi bir çok konuda da endişelenmek gerekiyor.aynı dünyada yaşayan ve nefes alan canlılar olarak ne yapmalı,neler yapmamalıyızı ciddiye almamız gerektiğini düşünüyorum.bu konular Antartikada yaşayanı da,Afrikada yaşayanı da,Türkiyede yaşayanı da çok yakından ilgilendiriyor.Dünya nüfusu; ''bir son gelecekse bu hepimizin sonu olacağının farkında değil galiba''  nedense bu mevzular politika ve spor gibi konulardan çok daha sonra geliyor.ben şahsım adına kaygılıyım.Ve payıma ne düşecekse yardıma hazırım.Çok iç açıcı  bir gelecek bizleri yada bizden sonrakileri beklemiyor.bu alenen ortada gözüküyor.Biz hala var olan bir şeyi görmezden geliyoruz.Doğa da  bizi uyarmaya ve bütün olanları gözümüze sokmaya devam etmekte...
 
*
Hayat gerçekten her şeye ve herkese rağmen güzel.Var olmak güzel.İlk önce kendini sevebilmek de güzel.
Hayattaki tatlı şeyleri arayıp bulup çıkarmak güzel.
Sağlığınız yada bir sevdiğiniz sonsuza kadar yok olunca;can ne kadar tatlı,hayat nasıl yaşanılası daha iyi anlıyor insan.
Herkes sizin hakkınızda iyi düşünmese bile bu yaptıklarının kendi sorunlu hallerinden kaynaklandığını unutmayın ve tatlı canınızı üzerek şu üç günlük dünyada bu tür şeylerle vakit kaybetmeyin.
Hayatın anlamı,ayaklarımız yere sağlam basıyorken,tüm fırsatları yakalamakla,her şeyin kıymetini anlamak ve değerini verebilmekle başlıyor.















BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder