Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Ekim 2013 Cuma

:)



Açtığımız 1975 fast food store'un konumu dolayısıyla hareketli bir alandayız.önümüz açık,mekanın çaprazında apartmanlar sıralı.çarprazdaki ilk apartmanın önünde de sokak lambası bulunmakta.dün mekanın önünde arkadaşlarla dururken yetmiş yaşlarında,belki seksen;bir teyze yanaştı yanıma.
- Evladım şu ışıklarınız var ya bir türlü uyutmadılar beni.ben karşıdaki binada oturuyorum (çarprazımızdaki ilk apartman,önünde sokak lambası olan:) bütün gece yatak odamda dolandılar,göz kırpıp kırpıp durdular bana. olmaz ki böyle...ilerdeki dükkanda da vardı bu ışıklar,söyledik kapattılar.siz de söndürün giderken.yoksa başka yollardan söndürttürürüm.sen misin buranın sahibi?
- Yok ben değilim az sonra gelir söylerim. (der miyim benim diye:)
Teyze maşallah makinalı tüfek gibi söyleyeceğini söyledi,noktayı koydu gitti.sadece diyebildiğim ''yok ben değilim'' olmuştu.ben ''müzik sesinden rahatsız olduğunu söyleyecek galiba'' diye düşünürken,minik led ışıklarından şikayet yedik.
O ışığın nasıl iki yüz metre ötede çaprazdaki apartmanda bulunan teyzenin örtülü penceresinden sokak lambasını da aşarak yatak odasına girip gözünü rahatsız ettiğini çözemedim.gece hiç uyumadım.hesap kitap yaptım.ağladım.bir ışığın gözünden baktım duruma bir de teyzenin....yok,işin içinden çıkamadım.iddiası ''gökten elma yağdırdın,apartmanın çatısında tuğla bırakmadın'' kadar olanaksızdı.
Tweety'nin babanesi kadar tonton teyzem;dilerim dün gece iyi uyumuşsundur.gece ışıklar kapalı kaldı,bundan sonra da kapalı kalacak.
Her eve senin gibi bir teyze lazım vallahi.
iki yüz metre ötede,evin içinden yetmiş yaşında o ışığı algılayabilen ve gözünü rahatsız ettiğini söyleyebilen insan,hırsızı falan daha sokaktayken kokusundan anlar.Maşallah sana.
 
*
 
Kadıköyde park yeri bulmak çok zor.bu ücretli de olsa aynı.her yer full. zar zor az da olsa boş bulduğumuz sokak otopark'ının birine arabamız park edildi,makbuz kesildi falan...
İşimizi halletmek için yürürken bunun gibi bir çok otopark'ın tıklım tıklım istiflenmiş arabalarla dolu olduğunu gördüm.gözüm en köşe dipteki arabaya ilişti.şimdi ben o arabanın sahibi olsaydım arkasındaki yirmi araba nasıl çıkarılacaktı,onu düşündüm...herhalde kalış sürelerine göre park ediliyordu ama on saat kalma sözü veren ve arabası en dip köşeye park edilen birisinin acilen bir saat sonra dönmesi durumunda arabası kendisine o daracık sokakta yirmi araba çıkarılarak nasıl verilecekti merak ettim doğrusu.yoğunluk ve sokak trafiğinde meşakatli olmuyor muydu?
Her neyse;görüşmemiz bitti,otoparka geri döndük.ücretini ödedik.Cem:
- Anahtar nerede? dedi adama.
- Arabanın üstünde. dedi adam.
Arabaya bindik.kontağa elini uzattı.kontak boş,anahtar yok.adama seslendi:
- Anahtar burada yok.
Adam kabararak eliyle işaret etti:
- Arabanın üstünde dedik ya abi.
Bir baktık anahtar ön kaputun üstünde duruyor :))
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder