Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Ağustos 2013 Çarşamba

DOSTLUK


İnanın benim için aşk kadar,sevgi kadar bulunması zor ve meşakatli bir ilişki.Etrafınıza bakarsanız yada yalnızlığınıza en az bir sevgili kadar ona ihtiyacınız olduğunu anlayacaksınız.
Bilirsiniz çocukların ilk dostları oyuncak ayılarıdır.bence nedeni; ona dünyalarını kolay açabilme rahatlığıdır ve onunda ses çıkarmadan onu dinleme güzelliği...bu sessizlik çocukda kendisini anladığının güvenini yaratır.Dost; ses çıkarmadan,söz kesmeden dinler,her yere sizinle gelir,sizinle uyur,sizinle kalkar.Ancak çocuklar büyümeye başladıklarında dostlukların oyuncak ayılarıyla kurdukları ilişki gibi olmadıklarını görürler.sonra da hayatın gerçek yüzü kendini göstermeye başlar.
Aynı flört gibi düşünmek lazım; çıkıp gezip eğleneceğiniz birlikteliğiniz olabileceği gibi farklı değerler vereceğiniz sizin çok özel olan ve belki ileride hayat arkadaşınız olabilecek  birlikteliklerinizde olacaktır.arkadaşlıklarda da öyle; sadece selamlaştıklarınız,ayak üstü sohbet ettikleriniz,beraber iki duble içtiğiniz ve de her şeyinizi emanet edebilecekleriniz...(düşüncelerinizi ve sırlarınızı bile) Burada en çok yapılan hata kime ne değeri vereceğini bilememek olabilir.kiminle evlenilir? kiminle dostluk edilir gibi...
Hayat zor...İnsanların tek dostları kendileri olmuş.içe dönük bir yaşam yaşanıyor.Güven zaten sıfır...diğer tüm kurulan iletişimler düzenin devam etmesi için mecburu diyaloglar.
Kar yağıyorken sığındığınız sıcak bir yerdir,gözyaşınız akarken çekinmeden suratına bakabildiğinizdir,bir merdivene beraber sığabildiğinizdir,ilk akla gelendir,kıskanmaz,fesatlanmaz,kinlenmez,çıkar düşünmez,afedendir,görmezden gelendir,bir yere gideceğiniz zaman  ''niye'' diye sormayıp ''ben de geliyorum'' diyendir,sizin aynanız, kat kat karşılığınızdır.Verdiklerinizin fazlasını alacağınız, tarlanızdır: Dostluk.
“Eğer yolda rastladığınız insanla ‘Nasılsın, iyi misinin ötesinde konuşacak bir şey bulamıyorsanız, onunla “tanışıksınız” demektir.
Eğer karşılaştığınızda, birbirinize son görüştüğünüzden bu yana yaptığınızı özetliyorsanız,
''arkadaşsınız''
Eğer, aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, söze bıraktığınız yerden başlıyorsanız, ''dostsunuz''
Dostluk “karşılıklılık” ilkesini aşmak demektir.
Eğer, bir tanıdığınızın sizi ziyaret etmesinden korkuyorsanız,''tanışıksınız'' demektir.
Eğer size geldiği için kendinizi ona karşı borçlu hissediyorsanız ''arkadaşsınız''
Eğer kimin son geldiğini hatırlamıyor ve kimin kimi nerede göreceğini kestiremiyorsanız, ''dostsunuz'' dur.
İnsanın duygularını rafine etmesi, ahlaken olgunlaşması dostluk için gereklidir.
Buradan ancak iyi insanların dost olabileceğini, kötü karakterli insanların menfaat işbirliği yapabileceklerini çıkarabiliriz. Balzac “İyi dostluklar hesapsız kurulur.” der. Çıkar işbirliğini dostluk sananların sonuçta “ dost kazığı yedim” demeleri dostluğu bilmediklerini ve tanımadıklarını gösterir.Güçlü dostluklar kuramıyorsanız erdem ve sevginin de yeterince hayatımızda yer almadığını görmelisiniz. Çıkarın esas alındığı, sevginin erdemin bir edebiyat malzemesi, iletişimde makyaj malzemesi olduğu durumlarda dostluklar için uygun zemin oluşmaz. Dostluklar maskeli balolarda kurulamaz. İçtenlik ve güven dostluğun temel taşlarındandır.
Diğer yandan, kapitalist anlayışın her geçen gün artması karşısında dostluklar da gerilemektedir. Kapitalist anlayış kişiyi bencil ve çıkarcı yapar. Bu, dostluğun doğasına aykırıdır. Kapitalizm insanı duygusal boyutlarından koparıp üretmek için tüketen, tüketmek için üreten mekanik bir varlığa dönüştürür. “Tüket ve at” şeklindeki hayat tarzı, dostluğun kalıcı ve vefa dolu yapısıyla örtüşmez. Çıkar duygusuyla kısa süreli paylaşımlar mümkün olabilir. Geçici hazlar veren ilişkiler dostluk değildir. Anlık, mevsimlik dostluklar olmaz.Bu düzeni bir zamanlar benim gibi ''Turizm Ve Otelcilik''
yapanlar çok net görüp anlamışlardır.Belkide bundan süre gelmektedir tanıdıklarımın destek ve güven yoksunu olması.benim o arkadaşlarıma tek tavsiyem; ''Dostluk özelliklerini taşırsanız çevrenizde dostlar olacaktır. Bu; sevgi dolu olmak, anlayışlı olmak, dinlemeyi bilmek, fedakârlık yapabilmek, vefalı olmak gibi özelliklerdir. Roma hukukundan kalma bir kural vardır. Sahip olduğunuzdan fazlasını başkalarına veremezsiniz. Psikolojide de aynalama diye bir kural vardır. Nasıl davranırsanız karşıdakinin benzer davranmasını sağlarsınız. Dost dostun aynasıdır. Mevlana “İyi bir dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur.” der.... şeklinde olacaktır.
Dostluğun küçükken oynadığımız ''adım atma'' oyununa da benzetebiliriz.sırayla birbirine karşı beklentisiz adım atmak,sonundada kucaklaşmak.
''Facebook Arkadaş Listesi'' deniyor değil mi? evet doğru deniyor,çünkü Facebook dost listesi denmesinin yükümlülüğü (ağırlığı) altına giremezdi.Bu listenin adının bu hafiflikte kalması gayet uygun olmuş.Genelde meraklı tanıdıkların,birileriyle konuşmak için malzeme arayanların,flört için karşı cinse kur yapanların,tanıyıp da tanımamazlıktan gelen,o listede bile ne işi olduğunu bilmeyenlerin oluşturduğu bir listeye inanın ''arkadaş listesi'' demek bile içimden gelmiyor.
CEM ALTUNYAY & EMRE DİNSAL (ilkokul ve lise'den dostlarım) İşte hayatın bana kazandırdıkları değerlerden ikisi.İyi ki varsınız ve olacaksınız.Emre,iyi ki ilkokulda bol bol kavga etmişiz :) ve Cem, iyi ki hiç sevmemiş olsamda ''makina ressamlığı'' bölümünü kazanmışım.


 
''Bin Cefalar Etsen Almam Üstüme Dostum''
 
 
 













BURAK KIRMIZITUNA VİDEOLARI İÇİN TIKLA:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder