Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Temmuz 2013 Cuma

KEŞKE




keşke bu sitcom'un çok dışında olsaydım.mesela herhangi bir yıldızın üzerinde falan...kimsenin beni göremeyeceği ama benim görüp duyabileceğim.dünya adını verdiğiniz o platformda sizleri izleyebilseydim.çok güler ve çok ağlardım.ve bir filmin sonunu merak edersiniz ya,bazen de sonunu tahmin eder ama yine de görmek için beklersiniz,işte öyle ne olacağını merak ederdim.yardım edememek içimi burar mıydı? zor bir soru; ama sebepsiz sonuç olmaz.nedensiz hiç bir şey iyi başlayıp kötü son bulmaz.bu sonu insanoğlunun kendisinin hazırladığını düşünür (ki yaptıklarından bunun onayını kendi elleriyle göstermiş olurlardı) ve de bu sonun Allah'ın bir takdiri olduğunu kabullenirdim.
iyilikleri ve kötülükleri tartınca bunun değerlendirmesini yukarıda  adımıza yapan birilerinin, dünya için tam bir kabus olduğumuz sonucuna varmasını inanın tuhaf karşılamam.vücudun savunma sistemini çökerten ne hastalık varsa onun gibiyiz dünya için.belki dünya ile arasında ışık yılı uzaklığı olan yaşam diyarlarında yaşamayı bizden çok daha iyi başaran ırklar vardır.belki bizler hayatlarını çok kolay ve lüzumsuzca harcayan, hayatın ve bize sunulanın zevklerin bir türlü tadını çıkaramayan yüz karası bir koloniyizdir.
arada sırada o yıldızdan inerek aranıza karışıp riyakarlıklara,yalnızlığınıza ve sevgi sandığınız o yalan hissiyatlara  kollarımı birbirine kavuşturmuş bir şekilde yanı başınızda şahitlik etmek isterdim.sonra da hani denizin dibinden nefesinizin son bir kaç saniye kalası bitmeden su yüzüne çıkmanın acelesini ve gayretini yaşarsınız ya;işte öyle o yıldızıma geri dönmek isterdim.
kavram karmaşalarının yaşandığı ve her şeyin komplike olduğu bir yerde gerçekten iyi yaşamayı hak eden ve bunun için insan olmanın gerektirdiği her türlü sorumluluğa  göğüs germiş bir avuç insanoğlunun günahı ne olacak işin acı tarafı? keşke onlar için yıldızımdan bir halat uzatabilsem....o zaman içerisinde bunu düşünmek çok geç olacak.bunu o raddeye gelmeden önce düşünmek en doğrusu olmalı.bense bu sitcom'un bir figüranı olarak sizlerle bu yeryüzü cehenneminde sevgi ve anlayışın tek kurtuluş yolu olduğunu ispatlayamadan yok olup gideceğim.
''Göğü, kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz bunları yaparız. (ENBİYA/104)
(Ey Muhammed!) De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (diriltip) bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. (CASİYE/26)
Olacak vak'a olduğu zaman Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur. (VAKİ'A/1-2)
Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır. (MÜRSELAT/7







Bu kitabı ve ölçüyü hakla indiren Allah'tır. Ne bilirsin, belki de kıyamet saati yakındır! (ŞURA/17)
İnsanların hesab (görme) zamanı yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldırmıyorlar. (ENBİYA/1)
Yaklaşan yaklaştı. (NECM/57)
Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir. O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler. (YASİN/49-50)
Doğrusu bu azap onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir. (ENBİYA/40)
Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar? (MUHAMMED/18)
Onlar kendileri farkına varmadan ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar? (ZUHRUF/66)
Hem o kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır. Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi? (ZÜMER/60)''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder